Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı olduğu dönemde girdiği birçok seçimden başarıyla çıkamadı. Özellikle 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan karşısında kaybetmesi, parti içinde ve kamuoyunda büyük hayal kırıklığına yol açtı. Bu durum, Kılıçdaroğlu’nun liderliğinin sorgulanmasına ve istifa çağrılarının yükselmesine neden oldu.
Parti İçi Muhalefet ve Değişim Talepleri
Seçim sonuçlarının ardından, başta Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel gibi parti içindeki önemli isimler olmak üzere, “değişim” adı altında bir muhalefet hareketi başladı. Bu hareket, partinin yönetiminde ve stratejilerinde köklü bir değişikliğe gidilmesi gerektiğini savundu. Kılıçdaroğlu’nun liderliğini sürdürme isteği ile değişim isteyen kanat arasındaki gerilim, parti içinde önemli tartışmalara yol açtı. Nitekim, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık koltuğunu Özgür Özel’e devrettiği kurultay da bu tartışmaların bir sonucuydu.
Mevcut Hukuki Süreçler
Şu anda CHP’de, Özgür Özel’in genel başkanlığa seçildiği kurultayın hukuki geçerliliği üzerine açılmış bir dava bulunuyor. Eğer mahkeme bu konuda Özgür Özel’in aleyhine bir karar verirse, partinin yeniden kurultaya gitmesi gündeme gelebilir ve bu durumda Kemal Kılıçdaroğlu’nun göreve iadesi gibi talepler ortaya çıkabilir. Kılıçdaroğlu da bu davayla ilgili yaptığı açıklamalarda, partiyi kayyuma teslim etmeyeceğini belirtmiştir.
Kılıçdaroğlu’nun Yaklaşımı
Kılıçdaroğlu, seçim sonrası kendisine yöneltilen istifa çağrılarına karşı genellikle “CHP’yi diğer partilere benzetmeyin. Demokrasiyi bu ülkeye getiren partiyiz. Kurallar neyi gerektirirse, o kurallar aynen çalışır.” şeklinde yanıtlar vermiştir. Ayrıca, parti içindeki tartışmalarla ilgili olarak “Her bir tartışma CHP’yi büyüten, güçlendiren sonuçlar doğurmuştur” ifadelerini kullanmıştır. Son dönemde ise parti içinden gelen eleştirilere karşı daha sert bir dil kullandığı ve “Sizden korkan sizden namerttir” gibi ifadelerle yanıt verdiği görülmektedir.
Özetle, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP içinde “istenmediği” yönündeki algı, özellikle seçimlerdeki başarısızlıklar, parti içindeki değişim talepleri ve mevcut hukuki süreçlerden kaynaklanan tartışmalarla yakından ilişkilidir.
